28 Temmuz 2012 Cumartesi

Şiir Gibi Bişey -2-

Buda şiir defterimden çıktı fakat şiir gibi bişey olmasına rağmen daha çok düz yazı gibi değişik bişey buyrun okuyunuz.

Saçmalık

Gözlerim açık uyuyorum sanki,
Hiç birşey yerinde değil.
Dopdolu ama bomboş,
Bakıyorum ve göremiyorum
Yaptıklarım bozuluyor bir yandan.

Farkındayım hepsinin,
Ama..
Yapamıyorum hiç birşey.
Gözüm kapalıyken görüyorum artık,
Gerçeği, herşeyi..
Elim kolum bağlı gibi,
Boşlukta hareket edemiyorum
Tıkanıp kalıyor herşey.

Çaresizlik bu sanırım,
Boşlukta çırpınmak
Yaptığını sanıp yanılmak
Doğruyu bilip yanlışı yapmak.

Herşey senin elinde diyorlar
Ellerim bomboş niyeyse.
Benim doğrum başkasının yanlışı,
Benim doğrum değil!
Yine birşey yapamadan takılıp kaldım
Saçmalık hepsi.

                                        Efe

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Mutlu

Hayat benim, herşeyi kendim için yapıyorum. Ve eğer yaşıyorsam başkalarını mutlu etmek benim amacım oldu, yakınlarımı, ailemi, dostlarımı, sevdiğim herkesi, sevebileceğim herkesi, hatta bazen sevmediklerimi bile. Bu kendim için yapabileceğim en büyük şeylerden biri fakat bazı sorunlar var.


Hep çevremdekileri mutlu etmek istedim ama neredeyse hiçbir zaman direk yapamadım bunu. Bazen güzel şeyler söyleyip mutlu etmek istedim, bazen güzel bir şey yaparak. Basit olsun istedim hemen olsun mutlu olsun. Ne güzel şeyler söyleyebildim ne güzel şeyler yapabildim. Hatta bazen güzel birşeyler planlamışken, istemişken hatta ve hatta bana yapılan güzel bir şey için teşekkür etmek isterken berbat ettim üzdüm insanları. Birini mutlu etmem hep dolambaçlı yoldan oldu, bazen ben anlamadım onu mutlu ettiğimi bazen o anlamadı onu mutlu edenin ben olduğumu. Olsun böyleside güzel, keşke kendimi anlayabilsem.

5 Temmuz 2012 Perşembe

Years Go By



Nakaratta diyor ki yıllar geçiyor çok geç olduğunda asla anlayamayacağız.



"Years go by
Never know when it's too late
Years go by
Yourself you seal your fate
Don't look the answer from horizon
It's closer than you think
Years go by, oh how they go by"

Zaman

Hep az zamanım varken çok şey yapmaya çalıştım çok zamanım varken hiç birşey yapmadım. Çoğu pişmanlığım bu yüzdendir, az zamanım varken çok şey yapmaya çalıştım ve çoğunu beceremedim berbat ettim yada yarım yamalak oldu, çok zamanım varken ise karşı konulamaz bir tembelliğe yenik düştüm yada karşı koyamadığım. O an yapmam gereken ve farkında olduğum şeyleri yapmadığım oldu, birine sevdiğimi söylemedim bir daha söyleyemedim, birine sarılmadım bir daha sarılamadım, biriyle konuşmadım bir daha konuşamadım, biryerde bulunmadım bir daha bulunamadım, otobüse atlayıp gitmem gerektiğinde gitmedim bir daha gidemedim ve zamanı kaçırdım yapamadım.


Bütün bunlar yüzden hep zamanı suçladım, zamanın huyunu bildiğim halde ona göre davranamadığım için kendimi suçlamak yerine onu suçlamak daha kolay geldi. Zaman ikinci bir şans vermiyor herşey kendi kontrolünde istediğine uymak zorundayım, uymak istemiyorum ama uymazsam beni öldürüyor. Bu bir tehdit değil ne yaparsam yapayım bunu yapacak.  Çok veya az olması önemli değil benim zamanım bile benim değil ben onunum. Ama inanıyorum zamanı yenmek mümkün, nasıl bilmiyorum.